Bu yazıda okuyucuya konuya ilişkin eksiksiz ve güncel bir vizyon kazandırmak amacıyla Yeşil floresan protein'in yaklaşımı yenilikçi ve güncel bir bakış açısıyla ele alınacaktır. Yeşil floresan protein'in kapsadığı farklı yönler analiz edilerek kökenleri, zaman içindeki gelişimi ve günümüzdeki önemi araştırılacaktır. Ayrıca Yeşil floresan protein'e kapsamlı ve zenginleştirici bir bakış sunmak amacıyla konuyla ilgili uzmanların farklı bakış açıları ve görüşleri sunulacaktır. Benzer şekilde, okuyucunun bu konunun mevcut toplum üzerindeki önemini ve etkisini anlamasını sağlayacak ileriye dönük bir vizyon sağlamak için Yeşil floresan protein ile ilgili gelecekteki olası eğilimler incelenecektir.
Yeşil floresan protein (GFP), mavi ila ultraviyole aralığında ışığa maruz kaldığında parlak yeşil floresan sergileyen 238 amino asitten (26,9 kDa) oluşan bir proteindir. Yeşil renkte parlayan benzer proteinler birçok deniz organizmasında bulunur, ancak GFP etiketi geleneksel olarak bu özel proteine atıfta bulunur. Bu protein ilk olarak denizanası Aequorea victoria'dan izole edilmiştir ve bazen -hassasiyet gerektiğinde- avGFP olarak adlandırılır.
Hücre biyolojisinde ve moleküler biyolojide, GFP geni sıklıkla bir eksprasyon raporlayıcı olarak kullanılır. Biyosensörler yapmak için değiştirilmiş formlarda kullanılmıştır ve GFP'yi ifade eden birçok hayvan yaratılmıştır; bu, bir genin belirli bir organizma boyunca, seçilen organlarda veya ilgili hücrelerde ifade edilebileceğine dair bir konsept kanıtı gösterir. GFP, hayvanlara veya diğer türlere transgenik tekniklerle aktarılabilir ve aktarıldığı genomlarda ve yavrularının genomunda tutulabilir. Bugüne kadar GFP, insan hücreleri dahil olmak üzere bakteriler, mayalar, mantarlar, balıklar ve memeliler dahil olmak üzere birçok türde ifade edilmiştir. Bilim insanları Roger Y. Tsien, Osamu Shimomura ve Martin Chalfie, yeşil floresan proteini keşfetmeleri ve geliştirmeleri nedeniyle 10 Ekim 2008'de 2008 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü.