Ermenistan sineması

Bugünkü makalemizde Ermenistan sineması'i ve onun günlük yaşamın farklı yönleri üzerindeki etkisini kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz. Ermenistan sineması, popüler kültüre olan etkisinden günümüzdeki önemine kadar çeşitli alanlarda tartışma ve tartışmalara konu olmuştur. Tarihsel, sosyal ve ekonomik öneminin yanı sıra görüş ve tutumların oluşmasındaki rolünü analiz edeceğiz. Farklı bakış açıları ve yaklaşımlar aracılığıyla, Ermenistan sineması'in toplumumuzda oynadığı rolü ve zaman içinde nasıl geliştiğini daha iyi anlamaya çalışacağız. Ermenistan sineması hakkında bu keşif ve düşünme yolculuğunda bize katılın.

Ermenistan sineması, 16 Nisan 1923'te, hükûmet kararnamesiyle Ermeni Devlet Sinema Komitesi'nin kurulmasıyla doğmuştur.

İlk yıllar

İlk Ermeni filmi Vahan Zartarian tarafından çekilip 13 Mart 1913'te Kahire'de yayınlandı.

1924'te Erivan'da kurulan Armenfilm (ErmeniceՀայֆիլմ; RusçaАрменкино) ile Ermeni filmler çekilmeye başladı. Dönemin önde çıkan filmleri arasında Ivan Perestiani’nin Sovyet devrimi sırasında Bolşeviklerin Zamallu Köprüsü'nü ele geçirmelerini konu edinen Zamallu (RusçaЗамаллу, 1929), Hovannes Tumanyan'ın şiirinden uyarlanan ve Anuş ile Saro'nun mutsuz aşkını konu edinen Anuş (RusçaАнуш, 1931) ve Patvakan Barkhudaryan'ın yönettiği ve Komünistler’e katılmaya karar veren saf bir köylünün serüvenini konu edinen Kikos (ErmeniceԿիկոս, 1931) bulunur.

Namus, Hamo Beknazaryan'ın yönettiği ve Alexander Shirvanzade'nin çocukluktan beri aileleri tarafından birbirlerine nişanlanan iki sevgilinin kötü kaderini anlatan bir oyununa dayanan ilk Ermeni sessiz siyah-beyaz filmidir (1925). İlk sesli film Pepo 1935 yılında yönetmen Hamo Beknazaryan çekilmiştir.

Sovyet Dönemi

1960'ların ortasında bireyin iç dünyasına eğilerek, yeryüzünde varoluşun çelişkilerini sorgulayan Henrik Malyan ve Frunze Dovlatyan Ermenistan sinemasına yeni bir soluk getirdiler.

Henrik Malyan'ın yönettiği Yerankyuni (Üçgen, 1967) savaş yıllarında Leninakan'da yaşayan beş işçi arasındaki dostluğu, May i Naşi Gori (Biz ve Dağlarımız, ErmeniceՄենք ենք, մեր սարերը, 1970) dağ çobanlarının doğal yasalarıyla yönetimin yasaları arasındaki çelişkileri ve Nahapet (ErmeniceՆահապետ, 1977) ise Ermeni soykırım iddiasını konu edindi.

Frunze Dovlatyan'ın Barev Yes Em (Merhaba Ben Geldim, ErmeniceԲարև, ես եմ, 1965) Ermenistan'da kozmoloji laboratuvarı kuran bir bilim adamının yaşamını, Yerkunk (Teslim, 1976) Sovyet Ermenistanı'nın kuruluş yıllarını, Karat (Özlem, 1990) Türkiye'ye kaçmaya çalışan bir işçinin Sovyet gizli servisinin eline düşmesini, Labirintos (Labirent, 1995) zamansızlık labirentinde kaybolmuş bir kişinin sanaldan gerçeğe yolculuğunu ve Urvankar (Gölge, 1999) ise umutsuzluğun kiralık katil olmaya sürüklediği bir erkeğin öyküsünü konu edindi.

Çağdaş Dönem

Sovyetler Birliği'nin parçalanması Ermenistan sinemasını da etkiledi. Ama bir süre sonra devlet sermayesinin yerini özel girişimin aldığı yeni düzene ayak uyduruldu. 1990'dan sonra yeni bir yönetmenler kuşağı ortaya çıktı. Örneğin Karen Gevorkyan'ın Cengiz Aytmatov'dan uyarladığı Pegy Pes Beguşi Kraem Mira (Deniz Kıyısında Koşan Köpek, RusçaПегий пёс, бегущий краем моря, 1990) ahalin Adası'nda yaşayan bir kabilenin çetin yaşam koşullarını belgeselci bir anlatımla perdeye getirdi. Film Moskova Film Festivali'nde En İyi Film ve Yönetmen ödüllerini kazandı.

Yönetmenler

Günümüz Ermeni sineması, her yıl iki veya üç film, sekiz kısa film ve on beş belgesel film çekiyor.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Bakhchinyan, Artsvi (2012). Armenian Cinema 100. Erivan. ss. 111-12. 
  2. ^ Pilikian 2001, ss. 15-21.
  3. ^ Pilikian 2001, ss. 125-48.
  4. ^ Pilikian 2001, ss. 211-48.
  5. ^ International Film Guide 2012. 2012. s. 60. ISBN 978-1908215017. 

Kullanılan Kaynaklar

  • Pilikian, Hovhanness (2001). Armenian cinema: A source book. Londra: Counter-Point Publications. ISBN 978-0906192078. 

Dış bağlantılar