Bu makale, günümüzde büyük önem taşıyan Cebrâil konusunu ele alacaktır. Cebrâil siyasetten bilime, kültürden genel olarak topluma kadar çeşitli alanlarda büyük ilgi uyandıran bir konudur. Tarih boyunca Cebrâil, çalışma ve tartışma konusu olmuş, çelişkili görüşler ortaya çıkarmış ve günlük yaşam üzerindeki etkisine ilişkin derin düşüncelere yol açmıştır. Bu anlamda, Cebrâil ile ilgili farklı yönlerin ayrıntılı bir şekilde analiz edilmesi, etkilerinin ve sonuçlarının yanı sıra varlığının bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek olası çözümlerin de ele alınması önemlidir. Bu nedenle, bu makalenin temel amacı, bu çok alakalı konu hakkında eleştirel ve yapıcı düşünceyi teşvik etmek amacıyla Cebrâil'in geniş ve güncellenmiş bir görünümünü sağlamaktır.
Cebrâil (Arapça: جبرائيل, Jibrāʾīl) veya Gabriel, İbrahimî dinlerde Tanrı'nın mesaj ve emirlerini vahiy yoluyla peygamberlere ulaştıran ve ilk olarak Tanah'da tanımlanmış bir başmelektir.
MÖ 2000’lerde Kenan panteonunda “El” ya da “İl” her şeye kadir, ezeli ve ebedi, yer ile gökteki her şeyin tek hakimi, her şeyi yaratan, yaratıcı, antlaşma yapan ahit tanrısı vs. gibi niteliklere sahip bir baştanrı idi. El tanrısı Aramiceye Eloh veya Elaha ve İbraniceye Eloah olarak geçmiş, Yeni Ahit’te “Eli” ve “Elohi” tanrı anlamında kullanılmıştır. İl veya El sonu el veya il ile biten isimlerde görülmeye devam etmektedir. Gabri-el (Kur’a’nda Cibril), Mika-el (Mikail) ile İsrail, Azrail ve İsrafil, Yişmael (İsmail), Emanuel vb. İslam öncesi Arapça yazıtlarda Hristiyanların MS 6. yüzyılda El ve Eloha kelimelerini kullandıkları bilinmektedir. İsmin diğer bileşeni olan Gebr ise güç ve kuvvet anlamına gelmektedir.
Gabriel Kitab-ı Mukaddes’te Tanrıʼnın gücü eşliğinde Tanrıʼnın işlerini insanlara bildirip elçilik görevi yapan insanımsı (veya insan görünümlü) bir melektir: Eski Ahit’te Cennetin gözetmeni, birinci semanın hakimi, Tanrı ile insan arasındaki en önemli aracı, tabiat güçlerini yöneten, adalet ilkesi vs. olandır.
İslam’a göre peygamberlere vahiy getirmek, Allah'ın emir ve yasaklarını bildirmekle vazifeli melektir. Cebrâil'in isminin Kur’ân'da Rûh-ul-Emîn ve Ruhu'l-Kudüs diye zikredilir. Cebrâil’e ayrıca Nâmûs-ı Ekber de denilmiştir. Cebrâil, Muhammed'e Mekke yakınındaki Nur Dağı'nda ibâdet ve tefekkürle meşgul iken gelerek ilk vahyi getirmiştir: "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı "alak"dan yarattı. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir." (Alâk 96/1-5)
Cebrâil değişik şekillere girebildiğine, Muhammed'e aslî şekliyle, biri Nur Dağı'ndaki Hira Mağarası'nda ve diğeri Miraç esnâsında Sidret-ül-müntehâda olmak üzere iki defâ göründüğüne inanılır. Cebrâil’in Muhammed'e çoğunlukla Dıhye-i Kelbî sûretinde geldiği anlatılır.
"De ki: Cebrail’e kim düşman olabilir? Kendinden öncekileri onaylayan, doğru yolu gösteren ve inananlar için müjdeci olan bu Kur’an’ı senin kalbine o, Allah’ın izni ile indirmiştir.” (Bakara 2/97).
“Onu güvenilir Ruh (Cebrail) indirmiştir. O Kur’ân, elbette âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.” (Şuara 26/193-194)
“Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur; yahut bir elçi gönderip izniyle ona tercih ettiğini vahyeder. O yücedir ve hakimdir.” (Şûrâ 42/51)
İsminin etimolojisinden de anlaşıldığı gibi birçok İbrahimî dinde Cebrail'in çok kuvvetli bir melek olduğuna inanılır. Cebrail'in görevi vahiy getirmektir, yani Tanrı'dan peygamberlere haber ve bilgi taşır.
Wikimedia Commons'ta Cebrâil ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |