Suite française (Némirovsky)

Bugün Suite française (Némirovsky) toplumun her alanında var olan bir konu. Politikadan popüler kültüre kadar Suite française (Némirovsky) sürekli konuşulan bir konu haline geldi. Bu eğilim, hem uzmanların hem de sıradan kişilerin Suite française (Némirovsky)'e olan ilgi ve ilgisinin artmasına yol açtı. Bu makalede, Suite française (Némirovsky)'in tarihsel kökenlerinden günümüz dünyası üzerindeki etkisine kadar çeşitli yönlerini inceleyeceğiz. Suite française (Némirovsky)'in zaman içinde nasıl geliştiğini analiz edip farklı alanlardaki etkisini inceleyeceğiz. Ayrıca Suite française (Némirovsky)'in gelecekteki etkilerini ve gelecekte yaşamlarımızı nasıl etkileyebileceğini tartışacağız.

Fransız Süiti, aslen Ukraynalı bir Yahudi olan Fransız yazar Irène Némirovsky, tarafından planlanmış beş dizi romanın başlığıdır. Haziran 1942’de serinin yarısını tamamlamış olan Nemirovsky, Yahudi olduğu için tutuklanmıştır. Pithiviers şehrinde ve daha sonra vefat ettiği yer olan Auschwitz-Birkenau Toplama kampı'nda hapsedilmiştir. İki romanını içeren defteri kızları tarafından saklanmıştır. Fakat 1998’e kadar incelenmemiştir. 2004’te Fransız Süiti adı altında tek cilt olarak yayınlanmıştır.

Arka Plan

Seri, Haziran 1940’ı takip eden dönemdeki Alman ordusunun, hızla savunmadaki Fransızları yendiği ayı, 14 Haziran’da Paris ve kuzey Fransa’nın aniden Alman işgali altında kaldığı Fransa’daki hayatı portelemektedir.İlk roman, Tempête en juin (“Haziranda Fırtına") sivillerin Paris’ten saatler içerisinde, Alman ilerleyişinden önce davranıp uçuşunu ve onu takip eden günleri anlatır. İkincisi olan Dolce (“tatlı”) küçük bir Fransız köy kasabası olan Bussy’de ( Paris’in doğusundaki kenar mahallelerde) Alman işgali aylarında, başta garip şekilde huzurlu hayatı gösterir.Bu ilk iki romanın ilk okuyuşta birbirinden bağımsız var olduğu görülebilir.Onların arasındaki bağlantı oldukça incedir; Némirovsky’nin defterinde incelediği onları birleştiren karakterler değil, tarihtir.Üçüncü roman olan Captivité (“Esaret”), Nemirovsky’nin hikâyenin boş bıraktığı konunun taslak kısmıyla Tempête en juin ve Dolce romanlarında tanıtılan, Paris’te göz altına alınan ve ölüm tehdidi altında olan bazı karakterlerin direnişinin birleşmesini gösterecekti.